25 Aralık 2012 Salı

Kaledeki Yalnızlık - 2011



Futbol üzerine kurgulanmış bir film gibi görünse de içinde barındırdığı aile ilişkileri, yoksulluk, çaresizlik ve geçmişle hesaplaşmalar nedeniyle naif bir 'kaybetmiş adam' hikayesidir aynı zamanda. Kadrosu ile her karede izleyiciye oyunculuk ziyafeti vadeden bu film, eşini kendi kullandığı arabada yaptığı trafik kazasında kaybetmesi ile bir anlamda hayata küsen bir babanın da öyküsüdür. Maddi sıkıntılardan kurtulmak için babanın başvurduğu ihanet ve gurur öğelerinin yumuşak bir örgü ile iç içe sunulduğu film, varoşlarda yaşanan alt kültürü mümkün olan en sade dille yansıtıyor. Nurettin (Numan Çakır), futbolda parlak dönemler yaşarken geçirdiği trafik kazası sonucu hem eşini hem de geleceğini kaybetmiştir. Onu hayata bağlayan tek neden oğlu Feyyazdır (Tolga Sarıtaş). Nurettin, 3. Lige çıkma hayalleri kuran ve başkanlığını gayri işler yapan bir adamın yaptığı (Erkan Can) amatör takımında oynamaktadır Futbolda kale, dramatik bir bölgedir ve çoğunlukla kaleciler saha içinde yalnızlardır. Nurettinin eniştesi (Menderes Samancılar) bir lunaparkta çalışmakta ve şans oyunları ile makus talihini değiştirmeyi düşlemektedir. Ablası (Nur Sürer) sıradan bir ev kadınıdır. Uzun yıllar sonra Almanya dan gelen Zenoş teyze (Özlem Tekin) Görüntüde uçuk bir 3. kuşak Almancı gibi görünse de sıcaklığı ile evde eksik olan rengi tamamlayacaktır. Ünlü futbolcu Ümit Karan, Zenoş teyzenin Almanyadan çocukluk arkadaşıdır. Kale korunması gereken bir yapıdır. Kale düşerse kent de düşer. Kaledeki yalnızlık filmi, izlendikten sonra izleyicide olumlu duygular yaratacak ve büyük şehir koşuşturmasında unuttuğumuz pek çok insani değerleri yeniden anımsatacaktır. Filmi izlediğinizde TERS KÖŞE olacaksınız.





Kaledeki Yalnızlık - 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder